Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Halil'in Mektubu

Basit bir ustaydım, Elimde Bir boya fırçası O soylu duygudan  Mahrum bir ömür Yaşadım ki Renksiz, sessiz, soluksuz...  Şimdi,  Doğmak yeniden  Yağmurlu bir günde Bambaşka bir dünyaya. Çünkü ben, Seni buldum Seni gördüm  Sen, resmin...  Sen resmin.   Bir kapı açıldı  Gözlerinle  Bir kapı kapandı Gözlerinle Eşiğindeyim artık  Çileli ve güçsüz Savunmasız ve aciz bir adam.  Ruhumun çilesini, Yağmurun şiddeti artırdı, Olduğum yere yığıldım. Ve eller tellere dokundu.  O ses, o makam,  Derin bir ayrılık Ahenkli bir çığlık Ve ben, seni izliyorum.  Kavuşmak ve ayrılmak  Birdir artık bu ruhta İster diken batsın, ister taş, Gözler kapalı yürünür bu yolda Ve sen açma gözümü ne olursun.  Gelme yanıma.   

Ahmet'in Mektubu

Ben, Bitmemiş bir hattın Son noktasıydım. Anlayamadım. Anlamadım. Kalemin ucundaki  Son mürekkeptim, Damlayamadım. Damlamadım. Daha mühim işler vardı,  Cevaplanması gereken sorular. -bu yazıya inanmıyorum- Ama, Geri geleceğim. Gittim, Geri gelemedim. Onlar geldi. Geriye hiçbir şey kalmadı. Yolum, yönüm  Arkam, önüm...  Bela ve musibet  Çağırılınca gelirler.  Bunu da anlayamadım. Bir kere seslendim, İkinciye gerek kalmadı.  Yaktılar, Sadece Kül ve is kaldı.  Kalbimde iz kaldı.  Ben bu izi taşıyorum  ve Bunun imtihan olduğunu, Biliyorum. Şimdi Yeniden başlıyorum. İsleri ve izleri silmek için. O'nu yazmaktı hayalim İsteğim  Yolumu çizmek. İstikametimi.  ve evlenmekti. Bir gün Arkadaşım çağırdı beni  Önemli bir konuyu görüşmek üzere. Buluştuk.  Bir dert yükledi sırtıma,  Bir soru işaretinin çengelini taktı, Boğazımın tam ortasına. Yutkunamadım. "Bende bir kitap var Okuyanı ölümsüz kılan.  Paha biçilemez fakat, B...

Şef'in Mektubu

Atalarım güneş ile kalkar, Güneş ile yatarlardı.  Bulutlar ile yükselir, Yağmurlarla beraber yağardı.  Doğanın kalbinden, Kalbin doğasına varmışlardı.  Biz doğaya ayak uyduruyorduk, Ona insan gibi değer veriyorduk. Doğa'nın sahibi de, Üzerimizden cömertliğini eksik etmiyordu.  Biz teşekkür ediyorduk, O, daha çok veriyordu.  Yasalarımız, kanunlarımız, Örflerimiz ve adetlerimiz,  Hepsi bu yaşamı, bu ahlâkı, Pıhtılaştırmak içindi.  Hepimize yetecek kadar gökyüzü vardı; Hepimize yetecek kadar toprak.  Bir kavga başladı, Bir silah patladı. Ve bir kan döküldü  Bu toprakların üzerine.  Gökyüzü bölündü, Topraklar parçalandı. Sevginin yerini nefret aldı.  Bu bitmeyen kavga, Topraklarımıza kadar sıçradı.  Kanunlarımız onların kanunlarını yenemedi. Para onlardaydı. Savaşçılarımız, savaşçılarını yenemedi. Silah onlardaydı.   En sonunda susuz toprak gibi parçalandık. Kanlı ve kirli bir avuçta un ufak olduk. Ben de bu parçalardan s...

Tom'un Mektubu

  Benim adım Tom. Küçücük dünyamın,  Bir çizgiden ibaret olan kasabamın, Yalnızca yaşamak için yaşayan halkımın, Önderiyim.  Varsa bir fikir -nadiren de olsa- Bende süzülür ilk önce Varsa yapılacak bir iş, Bana sorulur ilk önce  Yüce duygular uğramaz pek buraya. Uğradı diyelim, Adresi benim. Bende yoğrulur. İki boyutlu olan bu kasabanın, Üçüncü boyutuyum ben.  Ağır olduğunu düşünürüm bu yükümün. Zorlanırım bazen de ama, Kimse bu yükümü sırtlamaz bu kasabada. -İstemem de zaten- Bir kitap yazıyorum, sarsıcı. Bir şiir yazıyorum, yıkıcı, Bu kasabada bilinmez böyle şeylerin kıymeti.  -Bilmesinler de zaten- Bunları kasabam için yapıyorum  Bir çıkar gözetmeden, Bir tebrik dahi beklemeden. -Beklemem de zaten-  Beni onlardan ayıran da, Tam olarak bu.  Herkes bir misyon üzere doğar ya...  Ben de bunun için varım.   Çok çetin soruların, Karmakarışık bilmecelerin,  Tam ortasındayım ben.  Anlamıyorlar beni, -Anlamasınlar da zaten-...