Hayatta bazı anlar vardır ki, insan, o anların güzel bir filmden, güzel bir kesit gibi olmasını ister. Zamanı yavaşlatmak ve duygularını ağır ağır, yoğun bir şekilde aktarmak ister. O anlar hayatta bir dönüm noktası bir mihenk taşı olmalıdır çünkü. İnsanın hayatını anlamlandırma gayreti bir bakıma da bu anlara muhtaçtır.
Ama her "an" bir telaşa kurban gider. Bir koşturmacaya. Bir meşguliyete ve yarınlara.
Sevgiler ertelenir, duygular ötelenir. Yenilir ve yutulur.
Yeri gelir kelimeler aciz kalır. Gözlerin de feri sönmüştür. Hayattan bir şey beklemek bir gün sonraya kalmıştır yine.
Sürprizler için hazırlıklı değildir artık insan. İyiyi ister, isteksizdir; kötüye karşı gardını almıştır; tahammülsüzdür, saldırgandır ve alıngandır. İnsan, hayrı ve şerri unutmuştur.
Sonu kötü biten hikâyeler, başka başka hikâyeler için iyi bir başlangıç fırsatıdır ayrıca. İnsan bunu da unutmuştur.
Artık anlayalım ve hatırlayalım,
An, insan tarafından hazırlanmaz; hazırlanmıştır zaten. Yaşanır ve değerlendirilir.
Her an, kendi içinde anlamlıdır. Yarınlar, bugünün düşmanıdır.
Ve sevgiler, "uygun zamanların" girdabında yok olur.
SEVGİLERDE
Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vaktiniz olmadı.
BEHÇET NECATİGİL
Yorumlar
Yorum Gönder