İşte bu herkesin içeceği,
İşte bu herkesin bineceği,
İşte bu herkesin ineceği,
Adını zikretmesem de olur...
İlk ayrılığımdı bu kadar uzun süre.
Korkuya, o değişmez yazgıya gidiyordum,
Acı ve tatlı, umutlu ve umutsuz, sürüne sürüne.
Hepsi geçer diyordum iyi niyetimden bir perde çekerek gözlerime.
Tesellim vardı, sebeplerim vardı.
Zamanım yoktu, zamanı yoktu.
Vadesi dolanın bahanesi yoktu.
2025 treni indiriyor yolcularını
Ben bir belirsizlik girdabı
Ben körelmiş bir kalp
Ben ne yaptığını bilmeyen
Bu tren çok acımasız.
Kimseye geçmedi bu kıyağı
Bana da...
İndirmeden devam etmedi yolcularını
Sen ineceğini söylemiştin rüyamda
Artık huzursuz bir yolculuktu bu senin için
Gökyüzü ve ağaçlardan, öten kuşlardan,
Çocuk cıvıltılarından serinlemiyordu için.
Ne varsa yaşanacak,
Bir anlamı kalmamıştı
Yaklaştıkça son durağa.
Herkes inecekti elbet bir gün
Sen de.
İlk değilsin, son da olmayacaksın.
Ama...
Ama diye başlayan cümleler kurmayacağım arkandan
Keşkeler çıkmayacak ağzımdan
Kaçınılmaz bir yazgı bu
Ötesi berisi olmayan.
Sen kalbimde, aklımda,
Her gülüşümde saklısın
Gülüşünle, güzel sesinle, güzel yüzünle.
Son durağa kadar.
Hiçbir yatak rahat değildi biliyorum,
Hiçbir yorgan sıcak değildi senin için
Hiçbir yastık uyutmazdı seni
Geceler kabus olmuşken.
Ama bir yer var biliyorum.
Sen şimdi oradasın.
En genç yaşındasın
Beni doğurduğun yaştasın.
Sevginin, merhametinin ve fedakârlığının
Kat be kat karşılığını alacağın
O sonsuz yeşil,
O sonsuz mavi,
Oradasın
Kaygıdan ve stresten uzaksın
Gecelerden, kabuslardan azade.
En güzel ağaçların gölgesinde, en güzel bulutlardasın
Oradasın
En güzel köşkler senin olsun
Ne varsa en sevdiğin
Senin olsun
Tüm doyamadıkların
2025 treni indiriyor yolcularını
Ben bir belirsizlik girdabı
Ben körelmiş bir kalp
Ben ne yaptığını bilmeyen
Bu tren çok acımasız.
Kimseye geçmedi bu kıyağı
Bana da...
İndirmeden devam etmedi yolcularını
Neşem ve yüzümdeki gülüşüm,
Adını koyamadığım ne varsa
Seninle birlikte indi trenden.
Ama ben inemedim.
Gözlerim hiç bu kadar ıslatmamıştı yüzümü
Ellerim hiç bu kadar titrememişti.
Sesim soluğum kesilmemişti.
Ama işte insan,
Yazgının önüne kendini siper edemezdi.
Var mıydı ki zamanın silip süpürmediği
Bir toz zerresi.
Ve bir şarkı yankılanıyor zihnimde,
"Kapatıyorum gözlerimi
Bir anlığına ve geçip gidiyor o an
Tüm hayallerim
Geçiyor gözlerimin önünden, ne tuhaf şey
Hepsi rüzgârda bir toz zerresinden ibaret
Aynı tanıdık şarkı
Uçsuz bucaksız denizde yalnızca bir su damlası
Tüm yaptıklarımız
Yerle bir oluyor görmek istemesek de
Rüzgârda bir toz zerresi,
Rüzgârda bir toz zerresinden ibaretiz
Israr etme
Hiçbir şey ölümsüz değil yerden ve gökten başka
Kayıp gidiyor ömür
Fazladan bir dakika bile alamazsın tüm paranla
Rüzgârda bir toz zerresi,
Rüzgârda bir toz zerresinden ibaretiz
Rüzgârda bir toz zerresi,
Her şey rüzgarda bir toz zerresi"
Yorumlar
Yorum Gönder