“Hiç değilse insan, bu iki kere ikiden daima ürkmüştür; ben hâlâ ürküyorum. İnsan bütün ömrünü iki kere iki peşinde geçirir, bu uğurda denizler aşar, hayatını harcar, fakat yemin ederim, arayıp gerçekten elde etmekten korkar. Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek bir şeyi kalmayacağını bilmektedir. İşçiler işlerini tamamladıktan sonra, hiç olmazsa aldıkları parayla meyhaneye gider, oradan karakola düşerler; işte size en aşağıdan haftalık bir meşgale. Fakat bizler nereye gideriz? Onun için gayeye her yaklaşmada bir huzursuzluk hissedilir. İnsan gayeye ulaşmak için çalışmayı sever, fakat ulaşmayı pek istemez; bu hal hiç şüphesiz çok gülünçtür. Şu hâlde insan daha doğuştan gülünç bir yaratıktır, işin hoş tarafı da budur zaten.” (Dostoyevski- Yeraltından Notlar) Aşk bugüne kadar yüzlerce kez yazılmış, yüzlerce kez anlatılmıştır. Fakat hiçbiri tam anlatılamamış, tam yazılamamıştır. Bunun sebebi, tarifi yapılmayan, anlatılmayan ve yaşanmayan milyarlarca aşkın varlığıdır. Milyarlarca...