Fütursuzca iyilik saçmak, mutluluğun sarhoşluğu varken yüreğinde... Saçılan sözcükler, sözler, iyi duygular ve iyi dilekler... Verip veriştirmekti en kötüsü. Sorgusuz sualsiz, ağızdan çıkan her söze, uzatılan her ele. Sağa sola ne kadar varsa para pul, Dağıtmaktı en kötüsü varını yoğunu. En çok da, yerine yenisini koyamadığın, yüreğinin hazinesi tüketmekti canını yakan. Timon. Artık çok geç... Faydasız beddualar, kargışlar. Faydasız nefret dolu sözcükler, gereksiz insan tanımlamaları, betimlemeler. Sen getirdin insanlığı bu hâle. En az o dalkavuklar kadar, sen de günahkârsın, sen de yalancısın, Timon. Ağzından bir an olsun düşmeyen, yüreğinde zerresi bulunmayan şeref ve onur için yaşadığını zanneden zavallı. Yanlışı yanlış ile düzeltmeye çalışan, dilde mahir, işte aciz insancık. Kötülük ve nefret, senden miras bütün insanlığa. İntikam. Ve dahası cinayet... Sen iyi olmayı, iyilik yapmayı beceremezsin. İyiliğinde kötülük, cömertliğinde cimr...